Süvari Ertuğrul Alayı, Sultan İkinci Abdülhamid’in iradesiyle 1886 yılında kuruldu. Davut Paşa Kışlası’nda faaliyete başlayan alay, Hassa Ordu-yu Hümayun’a mensup İkinci Fırka’ya bağlıydı. Alay, başlangıçta Anadolu’da meskûn farklı Türkmen aşiretlerinin gençlerinden oluşturuldu. Fakat sonradan büyük oranda Bilecik, Eskişehir, Kütahya, Bursa ve Balıkesir’de meskûn Karakeçili Aşireti'ne dayanmaya başladı. Alayın askerleri; binicilikte mahir, yüksek seciyeli ve cesur gençlerden oluşmaktaydı. Alayın temel görevi, Sultanın ikamet ettiği Yıldız Sarayı’nı korumak ve İstanbul’un asayişini sağlamaktı. 1897 yılında kurulan İhtiyat Hafif Süvari Ertuğrul Alayı, Süvari Ertuğrul Alayı’na bir destek kuvvet olarak meydana getirildi. Alay, aynı zamanda değişik cephelerde mücadele etmiş bir muharip birlikti. Osmanlı Devleti’nin 1897’de Yunanlılara karşı kazandığı zaferde alayın büyük hizmetleri olmuştur. Alayın askerleri, yoğunlukla Ankara ve Bilecik havalisindeki Karakeçili Aşireti’nden seçilmiştir. 1900 yılında Yıldız Sarayı’nda kurulan Maiyyet-i Seniyye Süvari Bölüğü, Süvari Ertuğrul Alayı’nın bir uzantısı olarak görev yapmıştır. Bölüğün görevi, Sultan’ı Yıldız Sarayı’nda güvende tutmak ve ona Saray dışında yakın koruma sağlamaktı. Alayın askerleri, Söğüt ve Bilecik havalisinde meskûn Karakeçili Aşireti’nden seçilmiştir. Alaya seçilen askerler, Ertuğrul Gazi Türbesi’ne giderek Sultan’a son nefesine kadar sadık kalacaklarına dair yemin ederdi. Sultan, Maiyyet-i Seniyye Süvari Bölüğü’ne herkesten fazla güvenir ve askerlerine “Öz hemşehrilerim” diye hitap ederdi. Süvari Ertuğrul Alayı, Osmanlı Devleti’nin doğuşunu simgeleyen Ertuğrul Gazi’nin dönemine dönüşün bir simgesiydi. Alay, Osmanlıyı “Ertuğrul” adıyla köklerine döndürürken aynı zamanda lekesiz, süt beyaz atlarıyla Fatih Sultan Mehmet’in fetihçi ruhuna bir göndermede bulunuyor; bu durum Osmanlı Devleti’nin aşiret temelinde yeniden dirilişini sembolize ediyordu. Süvari Ertuğrul Alayı’nın hikâyesi, kuruluşundan yaklaşık 600 yıl sonra Osmanlı Devleti’nin özüne dönmek isteyişinin de bir hikâyesidir.