Yakın tarihimizle yüzleşmenin toplumumuzda şok dalgası yaratması, aslında pek çok gerçeğin resmî tarih eliyle karanlığa hapsedilmesinden kaynaklanıyor. Akademik çalışmalarında resmî tarihin dar ve donuk kalıplarına karşı yeni bir tarihçilik anlayışını gündeme getiren Cemil Koçak, siyasî ve ideolojik pozisyonlardan bağımsız, tribünlere oynamayan bir akademik tarihçilik anlayışının hâkim olduğu pek çok yazısını Târihin Buğulu Aynasında bir araya getiriyor.
Koçak, akademik tarihçiliği kendi dar çerçevesinden çıkarmak, geniş kitlelerle buluşturmak amacıyla, hem tarihe taraftar duruşu dışında, incelikli, analitik bir yaklaşım getiriyor, hem de akademik birikimini son derece yalın bir dille aktararak, yakın tarihin en tartışmalı konularını kitleler için berraklaştırmaya çalışıyor.
Yakın tarihimizi bugünü de anlamaya çalışarak aktaran, tarihe bütüncül bir bakış açısı getiren Koçak, her yazısının sonunda konu hakkında ayrıntılı bilgi sahibi olmak isteyen tarih meraklılarına da okuma listesi sunmayı ihmal etmiyor. Tarihin doğru bilinmesinin her şeyden önce günümüzün doğru analiz edilmesi için gereken bir çaba olduğu anlayışıyla yazılarını kaleme alan Koçak, Târihin Buğulu Aynasında kendi deyimiyle bilinmeyeni değil, unutulanı, hatırlanmayanı, hatırlatılmasından rahatsız olunan temaları yeniden şekillendiriyor.
Tek parti ve şeflik dönemi, Dersim olayları, Kürt meselesi, şapka kanunu, 27 Mayıs darbesi, azınlıklara yönelik uygulamalar ve daha başka pek çok sislerin ardında kalmış konu, Târihin Buğulu Aynasında açıklık kazanıyor. İşte bazı konu başlıkları:
* Che neden Kemalist olmak zorunda?
* Einstein Türkiyeye iş başvurusunda bulundu mu?
* Millî Mücadele ne zaman başladı?
* Misâkı Millî sınırları efsanesi
* Nutuk ve tarihsel gerçeklik
* Teşkilâtı Mahsusanın görünmeyen yönleri
* II. Abdülhamidin mirasına ne oldu?
* Atatürkle İnönünün yolları neden ve nasıl ayrıldı?
* 11 Kasım 1938e giden yol
* İkinci Cumhuriyet kimin eseridir?