Teoman Duralı´nın mfelsefe sevgisi ve dünyaya bakış açısı birbirinden ayrılmaz iki unsurdur. O, akademik çalışmalarının yanında, felsefesini hayatına eklemlemeyi başarmış ender kişilerden biridir. Sadece felsefe öğretmemiş, felsefe yapmış; felsefe yapmakla da kalmayıp bunu bir hayat biçimi haline getirmiş ve yaşaması ile de felsefe öğretmeyi bilmiştir. İnsanlar dünyayı alışılmış bir bakış açısından görmeye eğilimli iken, o zor olan yolu seçmiş, kendi bakış açısını ortaya çıkarmaya çalışmıştır. Bu çaba, hayatı boyunca mevcuduyetini sürdürmüş, artan bir hızda gelişmeye devam etmiştir.
Filozof, bilgelik peşinden koşarken felsefeyi bir rehber, bir hayat tarzı olarak gören insandır. Bu anlamı ile Teoman Duralı, bir felsefeci olsuğu kadar bir filozoftur da. Çünkü o, dünyaya değişik bir yönden, kendince ama felsefenin gözlüklerinden bakabilmeyi bilmiştir. Çünkü felsefe, onun hayatının hem yönlendirici unsuru hem de pusulası olmuştur. Filozofça tavır dünyanın içinde olup da dünya dışını temaşe etmeye benzer. Dünyanın dışına çıkamaz; ama tam sınırında durup gözlerini bu sınıra diker. Bunu yaparken insiyaki bir çocuk masumiyeti, onun temaşasına eşlik eder. Masalların görkemini bu dünyada arayan bir gezgindir o. Ne dikkatle bakan gözlerdeki soruşturan ifade, ne yüzündeki gülümseme, ne de çocuksu neşesi yolculuğu boyunca yanından bir an eksik olmaz.