Man does not know the mystery of being
or its substance, no one knows why or how,
although everyone mutters endlessly
no one knows the value of its essence
omar khayyam
I was not something that was called to mind in a moment of eternity.
This is how my story started.
In those times, grapes had not been created yet, but I was already drunk.
I say, in those times, because time was a moment.
In those times, I didnt know that a moment was infinitely divisible.
A friend told it to me. A friend who had accompanied me and not let me alone in a night I had spent in the observatory watching the extraordinary motion of a star.
I call him the messenger. Like the star, he was. It was a message for me.
________________________________________
Henüz üzümün yaratılmadığı bir zamandan, aslında tek bir andan ibaret olan bir zamanın içinden, hiçbir şarapta izi ve gölgesi olmayan ama herkesin şarap denince onu andığı bir ömrün, tarihin, coğrafyanın içinden anlatıyor olanı biteni bize Hayyam.
İlimde ve şiirde, yıldızlarda ve kelimelerde ararken hakikati, anlamıştı ki, kendini tümüyle aradan kaldırdığı an artık hiçbir şeyin anlamı kalmayacaktı, şeylerin kendi başına bir anlam ifade etmediğini anladığı an işte o andı.
Hasan ve Nizam, siyasetin ve iktidar kavgasının ayrı düşürdüğü o iki kadim dost ölmüş ve Hayyam çoktan ahirete göçmüştü. Ve aradan yedi asır geçti; Sadık Yalsızuçanlar, Hayyam'a dil oldu, gönül oldu, ses verdi, bir rivayetin aslını hakikatin sırınca, şiirin veznince, ilmin aklınca anlattı:
"Hiçbir yürek yoktur ki, senin ayrılığınla kanlar içinde olmasın."