Düşman kavî, tâli' zebundur bir vakitler. Cihan devleti gurûb etmek üzeredir. Dost bî-perva, felek bî-rahm, devran bî-sükûndur. Artık, bütün çehresi ve ruhuyla biz olan mübarek diyarlar, bir korkulu rüya içinde vatanda düşmanı seyretmenin ıstırabıyle kavrulmaktadır. Haşmetli demler sükût edeli çok olmuştur. Fatihlerin evlâtları ateşle imtihan edilmektedir. Akıncı cedlerin şimşek gibi bir hatıra olan nal sesleri, bilip de özlediğimiz saadet asırlarına ait vecd kaynağıdır sadece. Mevsim hazandır! Ölümden beter bir özleyişin ürküntü veren sancısı kıvrandırmaktadır. Bütün efrad, kaderde olduğu için âsûde bir bahar ülkesine girer gibi ölüme kucak açar. Seferberliğin ne demek olduğunu en iyi bilen bu büyük insanlar, ebed-müddet bizde hakları olan çilekeş nesildir. Kısacık hayatlarında onca büyük badireyle nasıl hemhâl oldular, doğrusu hayreti muciptir! İşte bu kitap, o fedakâr ve cefakâr nesilden bir kaçının hikâyesini idraklere arz ediyor!