II. Abdülhamid döneminde Osmanlı ordusunda görev yapan ve dönemin önde gelen Türkçülerinden
olan Hasan Enver Paşa (1857-1929), emekli olduktan sonra 1917-1918 yıllarında Edebiyat-ı Umumiye
Mecmuası'nda Eski Türk tarihi ile dili hakkında Türklerin Menşeine Dair başlığını taşıyan kısa
makaleler yayımlamıştır. Aslen Polonyalı olan ve Türklerin Avrupalı sayılması gerektiğini savunan
Mustafa Celaleddin Paşa'nın (Konstanty Borzęcki; 1826-1876) izinden gitmiş, bu yazılarında Türklerin
dünyadaki en eski halk olduklarını, dünya dillerinin önemli bir kısmının Türkçeden geldiğini ve
Türklerin pek çok Avrupa halkının ataları olduklarını öne sürmüştür. Türklerin beyaz ırka mensup olup
sarı ırktan sayılmamaları gerektiğini belirten Hasan Enver Paşa, Avrupa'da daha önce Türklerle ilgili
olarak ortaya atılan ırkçı yaklaşımları eleştirmiştir. Paşanın bu görüşleri öne sürmesinin bir başka
nedeni, çeşitli Balkan milletlerinin Osmanlı topraklarında hak iddia etmeleridir. Bu tezlere karşılık
olarak Avrupa ve Anadolu'nun eski dönemlerde de Türk toprağı olduğunu savunan Hasan Enver
Paşa'nın görüşleri, elbette dönemin savaş koşulları içerisinde değerlendirilmelidir. Paşanın iddialarının
büyük oranda geçersiz olduğu günümüzde anlaşılmış olmasına karşılık, makaleleri aslında Türk düşünce
tarihi için önemlidir. Bu makaleler hakkında daha önce bazı çalışmalar yapılmıştır, ancak üzerlerinde
daha fazla durulması gerektiği anlaşılmaktadır. Mustafa Celaleddin Paşa'nın görüşlerinin Mustafa
Kemal Atatürk'ü etkilediği iyi bilinen bir husustur. Hasan Enver Paşa'nın görüşleri de aslında Erken
Cumhuriyet dönemindeki Türk Tarih Tezi ve Güneş-Dil Teorisi'nin öncülü olarak değerlendirilebilir.
Onun yazıları sayesinde, bu tezlerin aslında Erken Cumhuriyet döneminden önce, Osmanlı'nın son
dönemlerinde gelişmeye başladığı anlaşılmaktadır. Elinizdeki bu kitapta, aynı zamanda Nazım Hikmet
ile Oktay Rifat'ın dedesi olan Hasan Enver Paşa'nın yirmi bir tane kısa makalesi, Hayrettin İhsan Erkoç
tarafından bir araya getirilmiş ve Latin harflerine aktarılmıştır.