Senin rüyanı gördü Yusuf. Seni rüya diye gördü. Uyuyan Yusuf değil, sensin. Senin gömleğindir Yusufun üzerindeki. Kanlı Yırtık Kuyuya atılan sensin. Acıların, kanlı ellerin eğlencesi Pazara sürülmüş kalbin. Ucuz sevdaların kölesi olmuşsun. Çoktan Züleyhanın eline geçmişsin. Yırtılıyorsun. Seni sana çağıran sesler zindanda. Kendini aradığın yerde bulamıyorsun.
Yusufun yüzünü tut yüzüne ayna diye. Yusufun sözüne tutun ayağın kaymasın yine. Yusufun elini tut ki ayağa kalksın düşlerin düştüğü yerden. Yusufun hatırasını tut aklında ki tutkularının hapsine düşmeyesin.
Yusufun yâdı feryadın olsun gam ve kederlerine: Yâ esefâ alâ Yûsufa
Kıssaların en güzeliyle buluşturuyor bizi Senai Demirci. Güzeller güzeli Yusufun kıssasıyla Kardeşlerini kıskandıran, Züleyhaya diz çöktüren, Yakuba hasret olan bu güzelliğin kıssası, Senai Demircinin şiirsel yorumlarıyla daha da güzelleşerek şimdi ve buraya dokunuyor. Sadece anlatılan değildir kıssa. Anlatılandan payımıza düşen hissedir. Sadece alıntılanan değildir kıssa. Üzerimize alındığımız kadar hissediştir.
Kıssaların en güzeli bizi en güzel yapan kıssadır.