Anneles ekolünün getirdiği tartışılmaz yenilenme soluğunun giderek hegemonik bir yapıya nasıl bürüdüğünün irdelendiği bu eser hem günümüzün bilim üretme mekanizmalarına hem de tam anlamıyla ufalanmış tarih bilimine yönelik çok ciddi bir sorgulamayı gündeme getiriyor.
(Tanıtım Yazısından)
Tarih biliminin ve yazımının Batı'da iki dünya savaşı arasında kalan dönemden başlayarak daha geniş bir okuyucu kitlesine ulaşmasında Fransa'da Marc Bloch ve Lucien Febvre'in başını çektikleri ve çıkardıkları derginin adıyla, Annales ekolü diye de anılan akımın önemli bir payı olduğu yadsınamaz.
François Dosse, çeşitli belgelerden ve tanıklıklardan yola çıkarak, bize bu tarihin tarihini ve onu yazan tarihçilerin, Georges Duby, Emmanuel Le Roy Ladurie, Jacques Le Goff, Pierre Chaunu, Jean Bouvier, Marc Ferro ve tabii Fernand Braudel'in hikâyesini anlatıyor.
Diğer yandan Annales dergisi dendi mi akla gelen, özellikle tarihin sonu, insann ölümü, yapıların kazandığı ağırlık, siyasetten uzaklaşılması gibi pek çok soru da yazar tarafından teker teker otopsi masasına yatırılıyor ve tartışmaların içindeki evrim süreçleriyle birlikte ele alınıyorlar.
Annales ekolünün getirdiği tartışılmaz yenilenme soluğunun giderek hegemonik bir yapıya nasıl büründüğünün irdelendiği bu eser, hem günümüzün bilim üretme mekanizmalarına hem de tam anlamıyla ufalanmış tarih bilimine yönelik çok ciddi bir sorgulamayı gündeme getiriyor.