Kur'an-ı Kerim'in her sûresinin kendine özgü ayırt edici özellikleri mevcuttur. Bu sûrelerden bazıları birkaç ayetten müteşekkil olmasına rağmen oldukça yüklü anlam ve içerikleri, eşsiz edebî tanım ve tasvirleri, insanı derin tefekkür ve tedebbüre sevkeden özlü ifadeleri söz konusudur. Kur'an'ın en büyük sûresi ve anası/temeli diye tarifi yapılan ve son derece üstün özelliklere sahip olan Fatiha sûresi bu sûrelerden biridir. İhtiva ettiği konular bakımından Fâtiha ile Kur'an arasında bir mukaddime ve kitap ilişkisi bulunmasının ötesinde bir dua ve ona cevap niteliğinde bir irtibat söz konusudur.
Bu bağlamda Fâtiha kulun duası, Kur'an ise Mabûdun kuluna verdiği cevap şeklinde algılanmasında bir sakınca olmasa gerektir.Bu denli önemi haiz Fatiha sûresinin yanı sıra bu eserde Fatiha'dan sonra yine alî vasıflara sahip olan üç sûre daha ele alınıp incelenmiştir. Bu sûreler Resûlüllah (sav)'in ifadesiyle diğer kutsal kitaplarda da yer almış olan İhlâs, Felâk ve Nâs sûreleridir. Bilindiği üzere İhlâs sûresi tevhid inancının temel esaslarını içerir. Felâk ve Nâs da okunduğunda Müslümanları her türlü kötülüklerden koruyan sûrelerdir. Mushafın ilk ve son üç sûresinin tefsirini oluşturan es-Savvâf 'ın elinizdeki bu eseri, çok fazla teferruata dalmadan bu sûrelerin tefsirini özlü olarak öğrenmek isteyen okuyucular için temel bilgileri bünyesinde toplama gibi bir yeterliliğe sahiptir.