Hindistanlı bir eleştirmen, Türklerin Hindistan'a Tac Mahal, Urdu dili ve Galib gibi üç muhteşem şey kazandırdığını yazar. Bir başka eleştirmen ise Galib Divanı'nı Vedalarla eşdeğer tutar. Çeşitli dinler ve dillerin harmanlandığı, etnik kökenden halkların bir arada yaşadığı ve belleklerde gizemli çağrışımlar yaratan Hindistan coğrafyası, barındırdığı zengin kültür birikimiyle şiir ve edebiyatta da özel bir yere sahiptir. Günümüzde özellikle Müslümanların yazın dili olan Urdu dili ise Farsça, Arapça, Türk dilleri ve bölgesel dillerin katkılarıyla gelişen ve bölge edebiyatını taçlandıran nadide bir oluşumdur. Hindu ve Müslüman ayrımı olmaksızın Hindistan'ın hemen hemen bütün edebiyatçıları bu dilin gelişimine katkıda bulunmuştur. Ancak bu dili doruk noktasına ulaştıran kişi Urdu şiirinin efsane şairi kabul edilen Türk asıllı Mirza Esedullah Han Galib olmuştur. Bu kitapta Galib'in bu kültür mirasına katkısı ve renkli kişiliğine ilişkin kesitler bulacaksınız.