Hakikate bağlılığımızın ve sadakatimizin gereği olarak hangi alanda olursa olsun, bütün resmî hikâyeleri sorgulayarak okumamız ve dinlememiz gerekir. İlkellik, bağnazlık, barbarlık alanında geçen mezhepçi ırkçılıklar karşısında kayıtsız kalamayacağımız gibi hangi gerekçeyle olursa olsun, İslâmî bütünlük bilincine gölge düşüren mezhep merkezli bir dil de kullanamayız, kuramayız. Irkçılık derinlerde kalmış kötülük eğilimlerinin ortaya çıkmasına yardım eder. Başkalarına mezhep ve etnik aidiyetleri sebebiyle kötülük edenler, zulmedenler, bu kötülüğün ve zulmün bir gün kendilerine geri dönebileceğini hatırlamalıdır. Kendisini Ümmet çapında yeniden inşa edemeyen İslâmî, tevhidi bütünlüğün entelektüel dilini kaybettiğimiz için bugün din adına muhafazakârlığın taşralı bir popülizm biçiminde yaşatılmasına katlanmaya devam edebiliyoruz. Hayatımızı İslâmî ilkeler yerine, finansal kapitalizmin oluşturduğu acımasız bir kültür şekillendiriyor. Irkçılıklar, fanatizmler, bağnazlıklar hepimize insanlığımızı, Müslümanlığımızı unutturuyor.