“Yaratan ve Yaratılanlarla İletişim Biçimi Olarak İbâdet” adını verdiğimiz bu kitapta ibâdetlerin; şükran ve
tazim duygusuyla Hakk’ın rızasına ulaşmayı, başta insan olmak üzere bütün varlığa şefkat, merhamet ve
sevgiyle yaklaşmayı gaye edindiğini ifade etmeye çalıştık. Bir başka ifadeyle ibâdet; insanın sadece Allah ile
olan iletişim ve irtibatıyla sınırlı olmayıp, O’nun yarattığı tüm varlıklarla, özellikle insanlarla ilişkilerini de
kapsamaktadır. Nitekim mazeret sebebiyle Yaratana karşı yerine getirilemeyen, yahut kusurlu olarak îfâ edilen
bazı ibâdetlerin, kezâ dinin belirli yasaklarının ihlâlinin; muhtaç insanlara maddî destek vermek suretiyle
karşılanmış/telafi edilmiş olacağına dair Kur’an’ın beyanları malumdur. Örneğin; tutulamayan oruçlar
mukabilinde yoksullara fidye verilmesi, yemin kefareti olarak yoksulların doyurulması, giydirilmesi gibi
hükümler bunlardan bazılarıdır. İbâdeti; Kur’anî kapsam ve niteliklikte anladığımız ve yerine getirdiğimiz
takdirde, Hak ve halkla iletişimimizi birbirinden ayrılmaz bir bütünlük içinde sürdürür, maddî ve manevî
sorunlarımızı çözerek huzura ereriz.