Rahmetli dedemin hatırlıyorum. Vefatından birkaç gün önce bir bayram sabahıydı.Amansız bir hastalığın pençesinde zor nefes alıp veriyordu. Kesilen kurbandan tatsın diye ağzına nohut kadar bir et parçası koyduk. Bir gayretle yutmaya çalıştı ama vücut kabul etmedi. Ağzından eti geri almak için eğilen kızının yanaklarına inmiş iki damla yaşı fark edince zoraki gülümsedi.
'80 yıl doya doya et yedik kızım' dedi usulca, ' bir kere yiyemedik diye üzülmek olur mu?'
Bir cümlede bin mana...
Bir nefese sığdırılmış yüzlerce seminer...
Klimalı seminer salonlarında hayata olumlu bakmak kolay! Ezberlersin rolünü, çıkar oynarsın.
Ama ölüm döşeğinde ezberlediğini değil, yaşadığını oynayabilirsin ancak.
Birinde rol biter perde kapanır. Diğerinde rol biter perde açılır.
Ve gerçek, yaşadığın dakikaları okuduğun kelimelerin efendisi kılar.
Okuduklarınla yaşadıkların uyuşmuyorsa, ancak bir su birikintisindeki gökyüzü kadar derin olabilirsin.
Bana ne kadar çok şey bildiğini anlatma sakın!
En nihayetinde sen, aldığın son nefes ve kurduğun son cümlesin!