M. Niyazi Akıncıoğlu'nun ne 1940 Kuşağının tam olarak genel ideolojisini yansıttığını ne bütünüyle önceki şiirini
sürdürdüğünü ne de aynı dönemde ve sonraki dönemlerde görülen başka şiir hareketlerine doğrudan
eklemlendiğini söyleyebiliriz. Akıncıoğlu'nun birbirine tamamen zıt kaynaklardan beslenebildiği ve birbirine
tamamen zıt şahsiyetlerden etkilenebildiğini göz önünde bulundurursak bu durumu, kendi şiir çizgisini bulamama
ve savrulma değil tam tersi farklılıklardan beslenerek onları değiştirip dönüştürmeyi başararak yepyeni bir ruhla
sanatını icra etme olarak değerlendirmek gerekir. Akıncıoğlu'nu bu sebeple anlaşılamamış, nevi şahsına münhasır
bir şair olarak görmek daha doğru olacaktır. Kanatimizce bazen döneminin çok önünde yenilikler de yapmıştır. Bu
açıdan Garip şairlerinin imgeyi, toplumcuların saf/lirik şiiri ortadan kaldırmaya çalıştıkları dönemde hem imgeyi
hem lirizmi sonraki kuşağa taşıyan bir köprü görevi görmüştür. Bu açıdan Türk şiiri için önemli bir kilometre taşıdır.
Yazılmadık Bir Şarkı, Türk edebiyatının fazla bilinmeyen bir değerine, M. Niyazi Akıncıoğlu'nun hayatı ve sanatına
odaklanıyor.