Hayatı boyunca babasının gölgesinde kalan Ali Ekremin ölümü dahi bu durumu değiştirememiştir. Onunla ilgili her yorum önünde sonunda Namık Kemalin oğlu olmasına gelip dayanmakta ve edebî kişiliğinin ya da eserlerinin objektif bir değerlendirmesini yapmak pek mümkün olamamaktadır. Bununla birlikte Hakkı Sühanın şu yorumuna katılmamak da mümkün değildir: Ali Ekrem, o adamlardandır ki, yazdığı eserler kadar, hatıraları, mahfuzatı, mektupları, notları da edebî tarih bakımından değerlidir. Bir devrin içinden bu türlü insanlar, meşale gibi etrafı aydınlatarak geçerler.