Bizler kalabalık evlerde en az üç kuşağın birlikte yaşadığı büyük kerpiç evlerde büyüdük... Bizim çocukluğumuzda zaman hem olabildiğince hızlı hem de yavaş akıyordu. Şairin deyimiyle bizim için zaman 'çırpılmış atın son hali' idi. Çırpılmış bir atın üzerinde dolu dizgin akıyorduk oradan oraya... İman idi gücümüz sabır idi zırhımız geride kalan kırık bir baret idi çeliğimize su veren babamın 'okuyun da baş olun' sözleriydi kızıl elmamız rüyalarımız idi bizi diri tutan ve coşturan... İnsanım ben omzumda gizli bir hayattır biriken...