..... Bizler kalabalık evlerde en az üç kuşağın birlikte yaşadığı büyük kerpiç evlerde büyüdük... Bizim çocukluğumuzda zaman hem olabildiğince hızlı hem de yavaş akıyordu. Şairin deyimiyle bizim için zaman ‘çırpılmış atın son hali’ idi. Çırpılmış bir atın üzerinde dolu dizgin akıyorduk oradan oraya... İman idi gücümüz, sabır idi zırhımız, geride kalan kırık bir baret idi çeliğimize su veren, babamın ‘okuyun da baş olun’ sözleriydi kızıl elmamız, rüyalarımız idi bizi diri tutan ve coşturan... “İnsanım ben, omzumda gizli bir hayattır biriken…” ................ Kitap Hakkında Kişisel otobiyografiler sadece bir kişinin yaşam hikâyesiyle sınırlı değildir. Toplumsal ilişkiler, değerler, yapılar ve bu alanlarda meydana gelen değişimler kişilerin bireysel hikâyelerinin toplamıdır aslında. Uzun süre bir sosyolog olarak hem üniversitede hocalık hem de bürokraside görev yapan Cahit Bağcı, üç dönem de milletvekilliği yaparak akademik ve bürokrasi deneyimi ile siyasetin içinde bulundu. Bağcı’nın, üç kimliğin penceresinden süzülen bir bakışla kendi geçmişini de içine katarak bir döneme mercek tuttuğu otobiyografisi, Anadolu’nun bir kasabasından umutla yapılan bir yolculuğun TBMM’nde noktalanan bir yaşam öyküsünü, aslında satır aralarında Türkiye’deki değişimin ve dönüşümün de dönemsel bir resmini ortaya koyuyor. Ömer Çaha ................ Yokuşun Çocukları kendine yapılan bir yolculuktur. Yaşanılanlar, büyüdükçe tanığı olunanlar, değişenler ve yok olanlar üzerinedir. Hayatta hiç kuşkusuz acılar ve özlemler kadar umutlar, hayaller ve coşkulara da yer vardır. Yazar acılarıyla birlikte çabası ile umutları, hayalleri ve coşkularını adeta “şimdi kendi gökyüzünde uçma zamanıdır” diyerek bir Simurg olma hayali içinde okuyucuya geçmişten günümüze yokluktaki gizli bir diriliş, tap taze, diri ve canlı bir yolculuk sunar. HECE Yayınları