Yunus Emre, Türk şiirinin kurucu ismi olan bir şair. Fakat onun misyonunu sadece şairliğiyle sınırlandıramayız. O, sufi kimliğiyle de başta Anadolu olmak üzere Balkanlar ve Orta Asya Türk coğrafyasında da İslâmı geniş kitlelere sevdirip benimsetmede örnek ve önder olmuş bir şahsiyettir. Yunus Emre, bu özellikleriyle yaşadığı çağdan günümüze, toplumun bütün kesimlerini etkilemiş, onlara rehberlik yapmıştır.
Yunus Emre bu rehberliğini özellikle Milli Edebiyat döneminde daha belirgin olarak göstermiştir. Batılılaşma rüzgarıyla köklerinden kopan aydınlar, bir kimlik arayışına girdiklerinde Yunus Emre'yle yeniden kendilerini bulmayı başarmışlardır.
Bu kitap, işte bu aydınlardan en çok öne çıkanların Yunus Emre ile buluşma hikayelerini anlatıyor. M. Fuat Köprülü'den Sezai Karakoç'a, Rıza Tevfik'ten Mehmet Kaplan'a, Burhan Toprak'tan Nezihe Araz'a çok sayıda ilim erbabı, şair ve yazarın Yunus'u keşfetme, anlama ve ardından onu anlatma hikâyeleri bu kitabın asıl konusunu oluşturuyor. Yunus'un Batılı şarkiyatçılar üzerinde de çok etkili olduğu bilinmektedir. Bu yüzden kitaba Yunus sevdalısı iki şarkiyatçı isme Annemaria Schimmel ve Anna Masalaya de yer verilmiştir.