Genç bir felsefe öğretmeni olan Sinan akıl hastanesinden taburcu edilir. Onu akıl hastanesine sürükleyen olayları unutmak ve kendine yeni bir yüz yaratmak için yaşamını inşa etmeye koyulur. Kentin sokaklarında, meyhanelerinde, batakhanelerinde zamanla bir arayışa dönüşen bu yolculuğa rüyalar, saplantılar, tutkulu hayatlar da eşlik eder. Peki, bu genç adamı arayışa mahkûm eden nedir? Kayıp bir cennet mi? Yitirdiği çocukluğu mu? Kusursuz bir an mı?
Yüzümdeki Sen insanın anakarası olan çocukluğun, yitirilen hayallerin, hüzünlü özlemlerin, içimizden söküp çıkaramadığımız saplantıların, karanlık rüyaların ve tutkunun anlatıldığı bir ilk roman.
Ustaca yazılmış bir roman. Sanatının ehli bir karikatüristin, çok az çizgi kullanarak insan ruhunun derinliklerini anlatması gibi Cem Kertiş de kelimeleri yeterince kullanarak karakterlerini derinlemesine anlatabilmiş. Özellikle de kurgusuyla, oldukça güçlü bir roman yazmış.