Günümüz itibariyle İslam dünyasının nüfusu bir buçuk milyar olup, 2025te
bu rakam iki milyar altmış milyona, 2050de ise iki milyar altı yüz seksen sekiz
milyona ulaşacaktır. Müslümanların dünya nüfusuna oranı günümüzde yüzde
yirmi olup, 2025te yüzde yirmi beş, 2050de ise yüzde yirmi sekize ulaşacaktır.
Böylesine bir beşeri potansiyele sahip İslam ülkelerinde; dünya petrolünün
yüzde altmış beşi, kaucuğunun yüzde yetmiş, uranyumunun yüzde otuz
dokuzu, kalayının yüzde otuz üçü, buğdayının yüzde on yedisi, pirincinin
yüzde on yedisi, baharatının yüzde otuz dokuzu, şeker pancarı ve kamışının
yüzde otuz dokuzu, boksitinin yüzde on dördü, doğalgazının yüzde elli biri,
fosfatının yüzde kırk biri bulunmaktadır.
Yine İslam ülkelerinin ithalatı 980 milyar dolar, ihracatları ise 850 milyar
dolardır.
Aynı şekilde uluslar arası piyasalarda trilyonlarca dolar para batı bankalarında
bulunmaktadır. Söz konusu bu paralara zaman zaman değişik bahanelerle
el konulmakta veya silah v.b malzemeleri almak için kullanılmasına
zorlanmaktadır. Mesela Suudi Arabistan 2001 yılında bu bankalarda bulunan
900 milyar dolarının ancak % 15ini çekebildi, diğerine el konuldu.
Böylesine muazzam bir beşeri güce sahip olan İslam dünyası, kendi kaynaklarını
kullanabilir, kendi özgüvenini elde eder, kendi insanını eğitebilirse gelecek
Müslümanlar için çok güzel olacaktır. Allah da kendi yolunda olan bu ümmeti
inşallah başarılı kılacaktır. Aksi durum tezellül ve başkalarının piyonu olmaktır.