Cârullah Zemahşerî… Arap dilinin pîri… Hārizm’in medâr-ı iftihârı… Kelimelere raks ettiren bir edip ve şair… Küçük yaşta bacağının kesilmesiyle hayata bir sıfır yenik başlasa da bu eksiğini kapatmasını bilerek, kendisini ilme-irfâna adayan büyük bir başarı öyküsü… Allah saygısı eserlerinin her yerinde kendini hissettiren bir müttaki… Sanıldığının aksine, oldukça alçak gönüllü… Devlet adamlarının, veciz ve anlamlı sözlerini dinlemeye can attıkları gözde bir şair, etkili bir hatip. Ama ‘sultan’ sofrasını terk etmesini de bilen bir zahit… Tefsir, Gramer, Edebiyat, Ahlâk, Fıkıh, Kelâm ve Hadis alanında verdiği sağlam eserlerle kendinden sonrakileri etkileyebilmiş nadir bir şahsiyet… Bu disiplinlere dair yazdığı her şeyi nice açıklamalarla daha da istifade edilebilir hâle getirmek için yüzlerce âlimin çaba gösterdiği bir deha. Irak’tan hadis kitapları getirtip Hārizm’de Hadis ilmini ihya eden... Çağının çok ötesinde bir allâme-i cihân… Devrinin en büyük Hanefî fakîhi… Kur’an hakikatlerinin ve din güzelliklerinin ‘yanlış’ anlaşılmasına yol açan görüşlere karşı tavizsiz… Dinin temelini oluşturan Allah’ı tenzih, tevhîd ve adalet gibi ilkelere aykırı gördüğü yorumlara karşı sert ve acımasız… Muhaliflerin tenkit oklarından kurtulamamış; kıraatleri tercihte rivayete değil Kur’an’ın üslûbuna ve dil kurallarına uygunluk ilkesine riayet ettiği, muhaliflerini Mücbire, Haşviyye gibi sıfatlarla andığı ve özellikle surelerin faziletleri hakkında zayıf ve uydurma rivayetlere yer verdiği için eleştirmişlerdir.