Zembil, saadetin dilini yakalamak yolunda düşe kalka gerçekleştirilen bir yolculuğun eseridir. Otantikliğiyle yerli bir duruşu, çağrışım zenginliği ile devamlılık duygusunu vurgulamaktadır. Yaşanan hayata olduğu kadar görkemli bir geçmişe de sarkıtıldığı için rengârenk mısralarla doludur. Bu mısralara çocuk saflığında algılanan hasret ve merhamet duygusu ile dozu iyi ayarlanmış ironi eşlik etmektedir. Şair, verili olan bir lügati kullanmak yerine, duyarlık alanına denk düşen saadetin diliyle varoluş ülküsünü gerçekleştirmek arzusundadır. Saadetin dili mahrem istiarelerle doludur. İşte bu yüzden şair, hayatın akışı içinde yeraltı suları gibi çağlamak eğilimindedir.